Alerjik Dermatit, kronik, tekrarlayan, pembe-kırmızı renkli, yüzeyi pütürlü kaşıntılı döküntülerle karakterize bir hastalıktır. Aktif belirtiler vücudun tamamına yayılmış veya bir bölgede sınırlı kalabilir. Bu döküntüler, pembe renkli, sulu ve kaşıntılı yaralar şeklinde kendini gösterir. Şikâyetlerin sürekli olarak tekrarlandığı veya iyileşmediği durumlarda cilt kalınlaşması, çizgilenmeler, soyulmalar ve renk koyulaşması kendini gösterebilir. Çoğunlukla çocukların %1-3'ünde görülen bu hastalık, annesinde alerjik hastalık olan yeni doğan bebeklerde %27 oranında görülür. En çok görülme yaşı 1 yaş civarındadır. Çocukların yarısında ergenlik çağına kadar sürebilirken, bir kısmında ise hastalık tamamen geçmez. 1 yaşından itibaren ortaya çıkan belirtilerin yıllarca sürmesi mümkündür. Atopik dermatit sıklığı zaman geçtikçe artmakta olan bir deri hastalığıdır. Atopik dermatit, ufak çocuklarda daha çok görülmesine rağmen her yaştan hastayı etkileyebilir. Alerjik dermatit (Atopik dermatit) bulaşıcı değildir.

Kaşıntı, atopik dermatitin (Alerjik dermatit) en rahatsız edici belirtisidir. Büyük çocuklarda döküntülerden önce kaşıntı görülebilir. Kaşıntı nedeniyle uyku düzeninin bozulması, çocukların okul hayatlarına adapte olamamalarına yol açabilir.

Hastalığın başlangıç yaşına göre belirtilerin vücuttaki dağılımı değişiklik gösterir.

Bu hastaların ciltleri gereğinden fazla kurudur. Cilt kuruluğu hastalığın alevlenmesine neden olur. Bu sebeple cildin sürekli olarak nemlendirilmesi önemlidir. Bu kişiler normal sabun kullanmamalıdır. Eğer hastanın bir gıdaya duyarlılığı varsa bu gıda mutlaka diyetinden çıkarılmalıdır. Sorun çevresel bir faktörse onlardan da kaçınmak gerekir. Ilık su banyosunun yanı sıra kokusuz sabunlar kaşıntıyı azaltır. Havlu ile nazikçe kurulanmalı ve hemen nemlendirici krem sürülmelidir. Aşırı belirtiler için kortizonlu kremler kullanılabilir ama bu kremler kesinlikle yüzdeki belirtilere uygulanmamalıdır. 12 yaşından küçük çocuklarda uyku yapmayan ve uzun etkili antihistaminikler kullanılmalıdır. Tırnaklar kısa kesilmeli, yumuşak ve pamuklu giysiler tercih edilmelidir. Hafif ve parfümsüz deterjanlar kullanmak daha iyi olur. Eğer belirtilerde sulanma varsa hasta mutlaka doktoruna başvurmalı ve gerekli antibiyotikleri kullanmalıdır.

Kaşıntı önleyiciler, bu hastaların en önemli şikâyeti kaşıntıdır. Bu şikâyetlerin ortadan kalkması için doktorunuzun önerdiği ilacı şikâyetlerin çoğaldığı dönemlerde kullanmak gerekir. Merhem, krem, yağlı krem ve losyonlar cilt lezyonlarının üzerine haricen ince tabaka halinde doktorunuzun önerdiği kullanma süresi dikkate alınarak uygulanır. Bu ürünlerin güzel yanı, en az steroid kadar etkin olmalarına rağmen yan etkilerinin olmaması ve vücudun her yerinde kullanılabilmeleridir.